29 Aralık 2019 Pazar

Tavsiye Kitap: İnsanın Anlam Arayışı / Viktor E. Frankl

➡Vee 2019'da bitirdiğim bir başka kitap: İnsanın Anlam Arayışı / Viktor E. Frankl . Kitabın oldukça zengin bir içeriğe sahip olduğu hususunda zihninizde en ufak bir şüphe kırıntısı kalmamasını isterim. Kitap 3 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümü yazarın, İkinci Dünya savaşı sırasında Nazi Ölümcül Toplama kamplarından biri olan  Auschwitz'de (1940 yılında Polonya'da inşa edilen ve çoğunluğunu Yahudilerin oluşturduğu 4 milyondan fazla insanın imha edildiği ünlü Nazi toplama kampı.) geçirdiği tutsaklık yıllarını anlattığı otobiyografini içermektedir. Psikiyatrist Dr. Frankl'ın; insan onurunu ayaklar altına alan bir aşağılanma, gaddar SS gardiyanları, acımasız kapolar (özel ayrıcalıklara sahip tutsaklar), gaz odaları, krematoryumlar (ölü yakma odaları), katliamlar, açlık, hastalıklar, salgınlar, soğuk hava şartları ve çok ağır işlerde çalıştırılmak gibi sayısız zorluk ve acıyla geçen kamp günlerini okudukça ve bunların birer kurgu olmayıp gerçekten yaşanmış olduğu gerçeğini hatırladıkça, "vicdan kırıntısı da mı yok?" sorusunu sık sık kendinize soracaksınızdır. Peki Dr. Frankl bu kadar acı ile yoğrulmuş ve acı çekmek kavramının anlamından utandırıldığı günlerini neden bizlere anlatıyor? O hâlde kendisinden cevabı öğrenelim:
"İstediğim tek şey somut bir örnek yoluyla okura, yaşamın, her durumda, hatta en acınası durumlarda bile potansiyel bir anlam taşıdığını anlatabilmekti." (Syf, 14)
Evet Dr. Frankl'a göre acıya rağmen, hatta acıyı bir yaratıcılıkla işleyip insan yaşamına bir anlam katabilir. Tecrübeleri ile; acıya, işkenceye, açlığa ve daha bir çok onur kırıcı şeylere rağmen yine de insanın, onurunu koruyabileceğini savunur yazar. Bunu da şöyle bir alıntısıyla dile getirelim: "İnsan, onurunu bir toplama kampında bile koruyabilir. Dostoyevski bir keresinde şöyle demişti: 'Beni korkutan tek bir şey var: Acılarıma değmemek!' "
Acıların, insanı değerli kıldığı düşüncesi bile bir anlam taşıyor insan yaşamına. Sevgi, bizi bekleyen insanlar, yarım kalmış işler, tamamlanmamış düşüncelerimiz, ailemiz, bize ihtiyaç duyan insan ve dünya.. bunun gibi birçok şeyi düşünerek nazi kampında intiharı düşünmeyen ve hayatta kalmaya çalışan insanların hayatlarındaki anlamlarıdır. Kitap boyunca yazar, insanı asıl intihara sürükleyen şeyin nazi kampı değil, hayatında bir anlamı, hedefi olmamasıdır diye düşündürüyor. Nietzsche'den bir alıntıyla bunu destekliyor da: "Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıl'a katlanabilir." Bu söz üzerinde günümüz insanın da durup bir düşünmesi gerekmektedir. Bir nazi toplama kampında olmamamıza rağmen en ufak bir zorlukta, acı karşısında hemen yelkenleri suya indirip akıntıya teslim oluyoruz ve "ölmek istiyorum" cümlesini dilimizden düşürmeyerek şımarık bir organizmaya dönüşüyoruz. Unutmamak gerekir ki; insanı intihar eşiğine getiren acı değildir, amaçsızlıktır.

➡İkinci bölümde Dr. Frankl kendi geliştirdiği "Logoterapi" yöntemi hakkında oldukça açık, anlaşılır bir üslupla teknik bilgi verip okuyucuyu sıkmamak adına örneklerle de açıklamıştır.

➡Üçüncü bölümde ise zorluklarla, hastalıklarla veya fobilerle başaçıkabilmenin yollarından biri olan "Trajik bir iyimserlik" kavramından bahseder. Bunu da şöyle bir alıntıyla özetlemek isterim:"Yani trajedi karşısında ve olabilecek en iyi insan potansiyeli açısından iyimserlik, her zaman için,
(1) acıyı bir insan başarısına dönüştürmeye
(2) suçluluk hisseden kişinin, kendisini daha iyiye yönelik olarak değiştirme fırsatını kazanmasına ve
(3) yaşamın geçiciliğinden, sorumlu bir tavır almaya yönelik girişim gücü kazanılmasına olanak vermektedir."

Dr. Frankl'ın acı tecrübelerle dolu bu eserini, modern çağın büyüttüğü ve yeni aldığı son model telefonu bozulunca dünyalara küsen, sosyal medyada takipçisi azaldı diye depresyona giren, fenomenlik uğruna çocuklarını kullanıp olamayınca da yıkım yaşayan, derslerinde istediği başarıyı yakalayamadığı için çocuğuna psikolojik şiddet uygulayan,
en küçük bir esinti karşısında yürüyemeyip olduğu yere çakılan bizlerin; bu kitabı okumasını tavsiye ediyorum. 
Keyifli Okumalar.

Kübra Değirmenci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder