31 Mart 2020 Salı

TAVSİYE FİLM: THE PLATFORM

"Üç tür insan vardır.
Yukarıdakiler.
Aşağıdakiler
Ve düşenler..."

  Böyle başlıyor "The Platform" filmi. İzlerken her dakikası insan ruhu için ders alınması gereken ibretlik anlar gibi duruyor. Film hakkında biraz spoiler barındıracak şekilde konuşmak isterim.

  "Delik" denilen ve 303 kat olan bir platformda insanları 2'şer grupar hâlinde tutan bir sistem ve her gün sadece bir kez yukarıdan aşağıya doğru bir platform üzerinde gelen çeşit çeşit yemekler.. Her katta belli bir süre duran bu yemek platformu ne yazık ki insanın gözünü doyurmaya yetecek kadar yemek barındırmıyor. Ve maalesef daha platformu yarılamadan sofra boşalıyor. Ve aşağı katlarda olan insanlar, yukarıdakilerin aç gözlülüğü yüzünden ölüyor, öldürüyorlar. Filmde, gerçek hayatta da bizi düşündürmesi gereken şu replik geçiyor:

  "-Herkes sadece ihtiyacı olanı yeseydi en alt katlara kadar inerdi."

  Zihin merceklerimizi The Platform'un üzerinden çekip biraz da gerçek dünyamıza bakacak olursak, doğada bütün insanlara yetecek kadar rızık var. Sadece birilerinin aç gözlülüğü, alt katlara da yiyeceğin ulaşmasını engelliyor.

  Yu Hua, "Yaşamak" adlı kitabında şöyle der: "Eğer hepimiz birer lokma az yersek, onu da doyurabiliriz."


  Aç gözlü olmak, sınırlı kapasitede yemek alan aciz bedenimize zarar verip bir de "insanlığımızı" elimizden alır.
Başka neyimiz kalır ki?


 
  Kur'an'da, insanoğlunun elindekini paylaşmayarak; "insanlığını" kaybetmesinin önüne geçmek için birçok uyarı yer almaktadır.
Onlardan biri de Ali İmran Sûresi 92. ayettir:


" (Size gelince ey müminler,) kendiniz için özenle ayırdığınız şeylerden başkaları için harcamadıkça gerçek erdeme ulaşmış olamazsınız; ve her ne harcarsanız kuşkusuz, Allah ondan tamamiyle haberdardır."  (Ali İmran- 92)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder